5 Ekim 2010 Salı

MUHTEŞEM DOĞA

Teknoloji ne kadar ilerlemiş olsa bile doğaya mecburuz değil mi? o mükemmel işleyişe hep ihtiyacımız var ,zamanında yağan kara , yağmura ,yine olması gereken zamanda sıcağa,  varsın olsun o modern makinalar  teknoloji harikası aletler , doğa birşeyleri aksattığı zaman kalakalıyorlar öylece , muhtaçlar çünkü doğayla uyumlu beraberliğe.

.Zamanın birinde bir padişah varmış, padişahında çok sevdiği hep akıl danıştığı bir dostu , arkadaşı adı İncili Çavuş'muş  çok sever çok sayar fikirlerine önerilerine değer veriirmiş padişah İncili Çavuş'un.. Birgün çekip gitmiş incili çavuş kimseye haber vermeden..Çok üzülmüş  padişah çok aratmış ülkesinin dört bir yanında dostunu arkadaşını,ama bulamamış onu hiç bir yerde..

  Sonra bir fikir gelmiş aklına, som altından , heryerinde değerli zümrütler, yakutlar bulunan bir saban yaptırmış.
  ülkenin her tarafına  haber saldırmış, bu sabanın değerini biçene çok değerli hediyelerim olacak demiş.yığınla insanlar gelmeye başlamış saraya, herkes bu bir değer biçiyormuş bu sabana, kimisi şu kadar altın eder diyormuş kimisi  bu kadar eder,  hayır diyormuş padişah bunun bedeli bu değil  benim duymak istediğim  bu değil....

İncili çavuşta , bir köyde çobanlık yapıyormuş duymuş olanları tabiki, yanındaki köylüye demişki; ben bu sabanın değerini biliyorum git söyle sen al bu ödülü demiş. şöyle diyeceksin demiş köylüye MART'TA KAR  NİSAN'DA YAĞMUR yağmazsa bunu yaptıran kişi bu sabanı alsın başına çalsın demiş... amann demiş köylü ben nasıl söylerim bunu koskoca padişaha? git demiş incili çavuş sen söyle bu sabanın değeri budur!

Saraya gitmiş köylü , çıkmış padişahın huzuruna ve söylemiş sabanın değerini, hışımla ayağa fırlamış padişah evet! demiş evet! budur bu sabanın değeri, ödülü sen kazandın,ama söyle bakalım sen  bunu kimden öğrendin kim söyledi sana bunu, adam saklamaya çalışmış ama padişah, sana iki katı ödül demiş bunu söyleyeceksin bana! biliyormuş padişah kadim dostunun böyle bulunacağını çünkü .. kavuşmuş dostuna böylece..İşte zamanında   olması  gereken yağmurlar, karlar olmazsa o sabanın hiç bir değeri kalmıyor, derler ya kıssadan hisse.. Rahmeli anneciğimin anlattığı bir hikayeydi çok eskilerden paylaşmak istedim

                      zeytinli ekmek
 Malzemeler: 1 ekmek hamuru( fırından alabilirsiniz)
 1 subardağı çekirdekleri ayıklanmış zeytin
 2 yumurta
 1 çay bardağı yoğurt
 1 çay bardağı sıvı yağ
 aldığı kadar un
 1 su bardağı su
 YAPILIŞI: Hmur yoğurma kabınaekmek hamurunu,yoğurdu,sıvı yağı,un ve zeytinleri
 alın ele yapışmıycak kıvamda hamur yapın.
 Yağlanmış tepsiye yayın, üzerine su sürün, önceden ısıtılmış 180 dercede pişirin
 pişirme bitince üzerine un serpin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder